Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, 2024’te küresel olarak belirleyici unsurların başında enflasyonun geleceğini söyledi. Gürsel Baran, 2023’e ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Dünyanın düzenini alt üst eden pandemi ile başlayan 2020’li yıllar, ne yazık ki 2023 yılında da zorlu sınavlara sahne oldu. Küresel ekonomi, pandeminin ardından tam toparlayacakken Rusya-Ukrayna Savaşı ve ekonomideki dengeleri etkileyen birçok olay yaşandı. 2023 yılında da bir önceki yıl sıkılaştırılan para politikalarının küresel ekonomideki yavaşlatıcı etkisi hissedildi. Yaşam maliyeti krizi gelişmiş ülkelerde bile büyük bir probleme dönüşürken, gelişmekte olan ekonomiler artan hayat pahalılığının yanı sıra, borçlanma maliyetlerinin artışı ve yabancı sermayenin çıkışı ile de baş etmek zorunda kaldı. İklim krizi tüm dünyada giderek daha fazla hasar verirken, 2023 yılında tarihin en sıcak yılını yaşadık. 2023 yılı bizim için önemli bir tarihti. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yılıydı. Hevesle başladığımız yıl, 6 Şubat’ta meydana gelen depremle hepimizin yüreğini paramparça etti. Yüzyılın felaketini yaşadık. 11 ilimizde yıkıma yol açan deprem, ekonomimizi de ağır bir şekilde etkiledi. Ardından coğrafyamızda yaşanan, İsrail’in soykırıma varan Filistin’e saldırılarına üzüldük ve tepki gösterdik.”
‘Türkiye olumlu ayrıştı’
Türkiye ekonomisinin 2023 yılındaki bir diğer önemli dönüm noktasının da mayıs ayında gerçekleştirilen genel seçimler olduğunu hatırlatan Baran şöyle devam etti:
“Seçimlerin ardından yapılan para ve maliye politikası değişiklikleri, Türkiye ekonomisinde yılın ikinci yarısına damga vurdu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, para politikasını sıkılaştırırken faizleri yükseltti. Ekonomi yönetiminin adımları piyasalara güven verirken, yabancı yatırımcıların da Türkiye’ye dönüşünü teşvik etti. 2023 yılının sonuna gelindiğinde, aylardır uygulanmakta olan sıkı para politikasının enflasyonu frenleyici etkisi yavaş yavaş görülmeye başlandı. Cumhuriyetimizin ilk yüzyılını, yıkıcı depreme, coğrafyamızda yaşanan tüm olumsuz tabloya rağmen, Türkiye bölgesinde her zaman bir güven adası olarak varlığını sürdürmeye devam edecektir, mesajı verecek biçimde tamamladık. 2023 yılında ülkemizin büyüme ve dış ticaret performansı küresel ekonomide olumlu ayrıştı. Türkiye, OECD üyesi ülkeler arasında öne çıkarak 12 çeyrektir devam eden büyüme performansını sürdürdü. Küresel iktisadi faaliyetlerdeki yavaşlamanın ve şubat ayında yaşadığımız deprem felaketinin etkilerine rağmen 2023 yılının genelinde ekonomik büyümemizin yüzde 4,4 olarak gerçekleşmesini öngörüyoruz. Enflasyon konusu tüm ülkeleri zorluyor. Bizde de enflasyonla mücadele süreci devam ediyor. 2024 yılında da temel amaç enflasyonu düşürmek olacak.”
‘Daha iyi günler için…’
Baran, “Faiz artırımının, alınan tedbirler sayesinde ekonomide belirgin bir yavaşlamaya, çok büyük sıkıntılara yol açmayacağına inanıyor; bu dönemi ekonomide daha iyi verilere ulaşabilmek, ülke olarak daha iyi günler görebilmek için katlanılması gereken geçici bir zorluk olarak görüyoruz” dedi.
Küresel ekonomiden yavaşlama sinyalleri geldiğini de belirten Gürsel Baran sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu süreçte ülke olarak öne çıkmak için ihracat pazarlarını geliştirmek ve katma değerli ürünlere yönelmek gerektiğine inanıyoruz. Tabii yine bu süreçte, küresel gelişmeler doğrultusunda ikiz dönüşüm olarak adlandırılan yeşil dönüşüm ile dijitalleşmeye odaklanmak gerekiyor. Bu iki süreci doğru yönetenler, küresel ekonomide avantaj elde edecek fırsatlar yakalayacaktır. Hâlihazırdaki büyüme oranlarımız, ihracat ve istihdam rakamları ‘Türkiye Yüzyılı’na emin adımlarla girdiğimizi gösteriyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılını ticarette, sporda, bilimde, kültürde, tarımda, sanayide ve diğer tüm alanlarda yepyeni başarılarla taçlandıracağına yürekten inanıyoruz.”