Trabzon’da Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deprem ve Yapı Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından, ‘6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri Sonrası Yapılan ve Planlanan Çalışmalar ile Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Deprem Gerçeğiyle Yüzleşme’ konulu panel düzenlendi. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinin ardından yapılan çalışmaların değerlendirildiği panel, Prof. Dr. Osman Turan Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Panele, AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürlüğü Deprem Dairesi Başkanı Prof. Dr. Aykut Akgün, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdür Yardımcısı Murat Akınbingöl, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, KTÜ Deprem ve Yapı Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Mustafa Tiryaki, akademisyenler ve davetliler katıldı.
‘EN BÜYÜK MÜDAHALE VE İYİLEŞTİRME SÜRECİNİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ’
AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürlüğü Deprem Dairesi Başkanı Prof. Dr. Aykut Akgün depremlerin ardından büyük bir müdahale ve iyileştirme süreci yürüttüklerini ifade ederek, “Özellikle bu depremler sonrasında yaşadığımız acı tecrübeler bize bir anlamda bazı değerlendirmeleri yeniden yapma imkanı tanıdı. Bu anlamda özellikle gerek Çevre Şehircilik Bakanlığımız gerek AFAD olarak, bizler hem sahada hem de sürecin yönetilmesi noktasında göstermiş olduğumuz gayretleri, en üst seviyede devam ettiriyoruz. Özellikle iyileştirme aşaması noktasında, şu an dünyanın en büyük müdahale ve iyileştirme sürecini gerçekleştiriyoruz. Bu anlamda hakikaten son derece yoğun bir çalışma gerçekleştiriliyor. Tabii ki diliyoruz ki bir daha böyle bir süreç ile karşılaşmayalım. Fakat gerçeklik maalesef bu noktada değil. Yaşadığımız coğrafya, bizim bu süreçlerle barışık bir şekilde yaşamamız gerektiği gerçeğini bize bir kez daha hatırlatıyor. Dolayısıyla hem toplumsal bilinç anlamında hem de yapılaşma süreçleri anlamında edindiğimiz acı tecrübeleri bir ders niteliğinde geleceğe taşımak zorunda olduğumuzu hatırlamamız. Bu anlamda da devletimizin tüm kurumları nezdinde bu süreç devam ettiriliyor” şeklinde konuştu.
‘DEPREM TEHLİKE HARİTASI’NIN REVİZYONU MÜMKÜN’
Prof. Dr. Aykut Akgün, Türkiye’de bilinen diri fay hatlarına ilişkin, “Türkiye’de bilinen yaklaşık 500 diri fay hattı var. Bu 500 diri fayın yaklaşık 170’i çalışılmış durumda. Geri kalan kısmı çalışılmamıştı. Bu şu açıdan önemli; özellikle deprem tekrarlanma aralıklarının ne kadar olduğu, ne kadar büyüklükte depremlerin üretilebileceğine yönelik çıktılar sunuyor. 23 üniversiteden önemli sayıda katılımcı ve akademisyenle birlikte bu proje yürütülüyor. İnşallah bu yılın sonu itibarıyla de bu proje tamamlamış olacak. Bu proje tamamlandıktan sonra çalışılan diri fayların, hem tekrarlama ve deprem üretme aralıkları hem de genel deprem üretme mekanizmaları konusunda önemli bilgiler edinilmiş olacak. Bu noktadan itibaren de şu an hala yürürlükte olan Türkiye Deprem Tehlike Haritası’nın da bu sayede bir revizyonunun mümkün olacağını söyleyebiliriz” dedi.
‘ÖNLEM GELİŞTİREBİLMENİZ İÇİN FARKINDA OLMANIZ LAZIM’
Akgün, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin afet riski taşıdığını ifade ederek, “Türkiye’de en fazla bu olayların yaşandığı bölge; Batı Karadeniz ile birlikte Doğu Karadeniz Bölgesi’dir. Dolayısıyla buna yönelik olarak ‘Risk Belirleme Önlem Dairesi’ ve aynı zamanda ‘İklim Kaynaklı Afetleri Azaltma Daire Başkanlığı’ çerçevesinde hem tahmine hem de önlem çalışmalarına yönelik yapılan çalışmalar var. Bir süreçten etkilenme ve buna karşı bir önlem geliştirebilmeniz için önce onun farkında olmanız lazım. Dolayısıyla bu farkındalığı yürütebilecek ya da bu farkındalığı oluşturabilecek olan çalışmalar da sözünü etmiş olduğum dairelerimizde aynı hızla devam ediyor. Aynı zamanda bu toplumsal süreçle alakalı. Bu hususlar insanla etkileşime geçtiği zaman afet boyutuna ulaşıyor” diye konuştu.
‘EGE DENİZİ’NDE OLAĞANÜSTÜ SİSMİK AKTİVİTE GELİŞİMİ SÖZ KONUSU’
Ege Denizi’nde art arda meydana gelen depremlere ilişkin konuşan Akgün, “Tabii ki bu alan çok bilinen bir alan, sürpriz bir alan değil. Binlerce yıldır bu süreçlerin meydana geldiği bir alan. Hem volkanik aktivite açısından hem de bizim tektonik faaliyet dediğimiz fay denetlemeli hareketleri açısından. Dolayısıyla şu an o alanda olağanüstü bir sismik aktivite gelişimi söz konusu. Özellikle bu alan, bilim camiası tarafından da mercek altına alınmış durumda ve yoğun bir şekilde izleniyor. Biz de AFAD olarak hem yurt içinden hem de yurt dışından araştırmacı ve yetkili kurumlarla görüşmelerimizi sağlıyoruz. Hem sürecin izlenmesi adına hem de olabilecek olası bir durum halinde alınacak tedbirler ve uygulanacak yöntemler çerçevesinde, planlar çerçevesinde yapılacak hususlar değerlendiriliyor. Şu an itibarıyla, dediğimiz gibi kesin bir şey söylemek mümkün değil. Ancak bunu uzun süreli gözlemlerle sağlamak mümkün. Ama olası bir olay gelişimi sonrasında ortaya çıkabilecek olan hususların değerlendirilmesi ve alınacak önlenme noktasında da uygulanacak planlarımız belli” dedi.
