İsrail’de Mavi Marmara korkusu: Mossad teyakkuzda

Çeviri

Olası filoyla ilgili ilk haberler 20 Kasım’da, aktivist Volkan Okçugil’in İsrail donanmasına meydan
okuyacak bin küçük gemiye ulaşılacağı yönündeki iddialı tahminleriyle gündeme geldi.

O tarihten bu yana filo liderleri ilerleme kaydetmek için bazı adımlar atmış olsalar da rapora göre
hedefleri ve organizasyonları, açık denizde şiddetli çatışmalara ve yıllar süren jeopolitik yansımalara
yol açan meşhur Mayıs 2010 Mavi Marmara filosundan çok farklı görünüyor.

Eski üst düzey İsrailli istihbarat yetkilileriyle dolu olan ve halen görevde olan istihbarat yetkilileriyle
sürekli temas halinde bulunan Meir Amit Merkezi tarafından hazırlanan raporda şu ifadelere yer
verildi: “Görünen o ki filo henüz sadece planlama aşamasında ve daha çok Gazze Şeridi ile dayanışma
eylemi ruhu taşıyor ve ne zaman yola çıkmayı planladıkları ve gerçekten Gazze kıyılarına ulaşmayı
amaçlayıp amaçlamadıkları belli değil.”

Öncelikle, filo liderleri aslında İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukayı tamamen delmeyi değil, İsrail’e
devam eden askeri malzeme sevkiyatını sekteye uğratmayı ve istihbarat merkezinin de belirttiği gibi
İsrail donanmasının dikkatini dağıtmayı umduklarını söylüyorlar.

Özünde bu fikir, ablukayı sürdürmenin İsrail’e maliyetini ve yarattığı sıkıntıyı arttırmayı amaçlıyor
gibi görünüyor.

FİLONUN PLANLARI NE

Rapora göre filo yola çıkarsa planı önce Kıbrıs’a gitmek ve Gazzeliler için insani yardım malzemesi

toplamak. Ardından uluslararası sulardan geçerek Gazze’ye ulaşmaya çalışacak ancak İsrail
donanması tarafından durdurulmaya, denetlenmeye ve Aşdod limanına çekilmeye hazır olacak.
Rapora göre bu, IDF’nin yoğun deniz kaynakları ve zamanını kullanmasını gerektirecek ve ayrıca
İsrail’in savaş çabaları için ihtiyaç duyduğu kritik askeri malzemelerin gecikmesine neden olacak
ciddi bir deniz trafiği yaratabilir.

Filo liderleri Aşdod’a yanaştıktan sonra da insani yardım malzemelerinin kara yoluyla Gazze’ye
ulaşmasını bekleyeceklerdir. Filonun hayata geçip geçmeyeceği ya da öngörülenden daha küçük olup
olmayacağı konusunda hala soru işaretleri bulunmakta. Meir Amit Merkezi, bunun hem organizatörlerin aralık ayını genel bir hedef dönemi olarak belirtip yola çıkmak için gerçek bir tarih
vermemelerinden hem de halen gemi satın almak için fon toplamayı tartışıyor olmalarından
kaynaklandığını söyledi.

Aslında başlangıçta bazı organizatörler filonun 23 Kasım’da yola çıkacağını söylemişti. Devam eden
geçici ateşkes de muhtemelen filonun çabalarını sekteye uğrattı ancak IDF’nin savaş sona erdikten
sonra bile Gazze’nin bazı bölgelerinin güvenlik kontrolünü elinde tutacağını söylediğine dikkat
çekerek yine de yola çıkabilirler.

IDF kaynakları kısa bir süre önce filonun Gazze’ye yaklaşabileceğinden kuşku duyduklarını ve
23 kesinlikle 2010’daki Mavi Marmara olayına benzer bir sayıya ulaşamayacaklarını söyledi.

Geçmişteki bazı filo girişimleri, uluslararası diplomatik baskı; sigorta şirketlerinin yasal baskısı ve
tehlikeli denizcilik faaliyetlerine katıldıkları için açılabilecek davaların yeterli sayıda geminin satın
alınıp yola çıkarılmasını mali açıdan zorlaştırması sebebiyle başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Böyle bir filonun sigortalanması ve bu filoya yatırım yapılmasının, geminin abluka delme girişimi
sebep gösterilerek IDF tarafından belirsiz bir süre için el konulması ihtimali yüzünden önemli
dezavantajları var.

Filo organizatörleri ablukanın yasa dışı olduğunu iddia ediyor ve daha spesifik olarak, eğer bir
denetim yapılmasına izin verirlerse ve sadece insani yardım mazlemeleri taşıyorlarsa IDF’nin
kendilerini durduramayacağını iddia ediyorlar.

Ancak IDF’nin, özellikle de ürünlerin daha sonra kara yoluyla Gazze’ye ulaşmasına izin verilmesi
halinde, ablukaların taşınan malların türü arasında ayrım yapmasına gerek olmadığı iddiasına
dayanarak gemilerine her halükarda el koyacağının farkındalar.

Garip bir şekilde raporda, 4 bin 500 kişilik filoya şimdiye kadar katılan gemilerin 133’ünün
Rusya’dan, 104’ünün İspanya’dan olduğu, Türkiye’den ise şu ana kadar sadece 12 geminin katıldığı
belirtiliyor.

Raporda ayrıca Hamas aktivistlerinden Zahar Birai ve İngiltere Müslüman Kardeşler tarafından
gündeme getirilen daha küçük filo girişimlerinden de bahsediliyor.

Raporda adı geçen filo girişimleriyle ilgili diğer aktivistler arasında Ürdün parlamentosu üyesi Fares
el Ajarama, profesör Torstein Dahle ve Mavi Marmara Derneği Başkanı İsmail Songur da yer alıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir