Bir hacker düşünün ki hiçbir dijital kapı ona kapalı kalmasın. Evet, Kevin Mitnick tam olarak böyle biri.
Peki ama bir insan nasıl bu kadar yetenekli manipülatör ve hacker olabilir?
İlk önce kendisinin kim olduğunu ele alalım.
Kevin Mitnick, sadece bir bilgisayar dehası değildi. Kendisi, aynı zamanda bir manipülasyon ustasıydı. İstediği herhangi bir binaya rahatlıkla sızabilir ve oradaki herkesi kendi kimliğini doğrulamış gibi inandırabilirdi.
Bu yeteneğini, resepsiyonlarda sahte kimlikler yaratarak ve güvenlik sistemlerini aldatarak kullanırdı.
Mitnick için gerçek mücadele, teknik sistemleri aşmak kadar insanları ikna etmekle de ilgiliydi.
Kitabı “Ghost in the Wires”da bahsettiği üzere; güvenlik kartlarını kopyalamak, Photoshop hünerleri ve biraz da cesaret, ona her kapıyı açtırdı.
Peki girdiği odalarda ne yapıyordu?
Ofise girdikten sonra Mitnick, özel bilgisayar korsanlığı araçları ile donatılmış bir USB sürücü kullanarak mevcut işletim sistemini manipüle ederdi.
Bu sürücü; klavye tuş vuruşlarını kaydedebilir, şifreleri çalabilir ve hatta web kameralarını aktif hâle getirebilir. En kritik adım ise müşteri işlemlerinden sorumlu sunuculara ulaşmak ve buradan milyonlarca kredi kartı bilgisini elde etmekti.
Ancak eriştiği bilgilerin hiçbirini kullanmamış ya da satmamıştı.
Nitekim Kevin, 1995 yılında FBI’ın ve Shimomura’nın ortak çalışması sonucu bulunduğu apartman dairesinde yakalandı. Mitnick’in bulunduğu yer, Shimomura’nın teknik takibi ve yerel polis güçlerinin fiziki takibi sayesinde belirlenmişti.
Kevin, aralarında telefon ve bilgisayar dolandırıcılığı, erişim cihazı bulundurma ve veri iletişimini engellemenin de bulunduğu yedi suçu kabul etti ve beş yıl hapis yattı.
Kevin, 21 Ocak 2000’de serbest bırakıldığında, eski düşmanı olan ABD hükûmetinin kendisini görüşlerini paylaşmaya davet ettiğini söyledi. Şimdilerde kendisi, Mitnick Security’nin CEO’su olarak devam etmekte.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: