Olgun, güçlü, zarif, kırılgan, buyurgan kadınlar… Bu kış TV ekranını dolduracak yerli dizilerde onlardan bol bol bahsedeceğiz. Hürriyet Cumartesi’den Elçin Yahşi, ‘bu kışın kadınlarını’ yazdı:
Meltem (Hare Sürel): ‘Ejderha Dövmeli Kız ’ın yerli versiyonu, Poyraz’ın kızkardeşi olarak çıktı karşımıza. Ömrünü hapiste geçireceğini sanırken, aslında suçsuz olduğunu öğrendik. Dizilerde derhal tecelli eden adalet Meltem’i özgürleştirecek, özgür Meltem de Zülfikar’ın kalbine hapsolacağa benziyor. Yarısı kazınmış saçları çok havalı. (Poyraz Karayel)
Despina (İdil Fırat): Olgun, tek başına ve korunmaya ihtiyacı olan bir kadın. Aktif kabadayılıktan elini ayağını çekip kendini torununa ve çiçeklere vermeye kararlı Bahri Baba’ya düzenli olarak piyano çalsa, ikisine de çok iyi gelir sanki, kim bilir? (Poyraz Karayel)
Meryem (Deniz Çakır)
Genç, güzel ve gözü kocasından başka hiçbir şeyi görmeyen bir Carmela Soprano sanki. Mazallah Hızır’a bir şey olsa, bütün ekibi rahat yönetir. Vücuduna oturan kloş etekli giysileriyle çok hoş bir anne. Bir yandan da bir kadının karnındaki bebeğini düşürtmek için adam tutacak kadar gözü kara bir zalim. (Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz)
Hayriye (Sabina Tozija)
Sultan Süleyman’ın süt annesi Afife Hatun neyse, Hızır Çakırbeyli’nin annesi Hayriye Hanım da aynısı. Burada işi daha zor çünkü görevi sadece haremde dengeleri sağlamak değil, yeraltı dünyasının hüküm vericilerini de etkilemeye çalışıyor. Fakat davudi sesiyle ağır ağır konuştukça, insan diyor ki: Ne derse o! (Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz)
Gönül/Jülide (Gökçe Bahadır)
İlk bölümde onu, sevdiği, evlenmek üzere olduğu varlıklı doktor nişanlısından şiddet gören hemşire Gönül olarak izledik. Gözümüzün önünde çatırt diye kırılan parmağına atelini tek başına takan Gönül, her şeyi unutup Jülide olacak. Ama belli ki şiddete boyun eğmemenin kitabını yazacak. Bu süreçte o çok gür, parlak kestane saçları da hep salkım saçak bırakmasa keşke. (Hatırla Gönül)
Leyla (Zerrin Tekindor)
Herkesten kaçıp sığındığı mahallenin yakışıklı civanıyla kankalığın keyfini sürerken geçmişini bir anda karşısında buluverdi. Kılını kıpırdatmadı ama sırf yüz ifadesinden midesine ne ağır bir yumruk yediğini anladık. Belli ki bu korunmalı hayatı büyük bir fırtına bekliyor. Güzellik ve zarafet bir yana, ekranda doya doya
iyi oyunculuk izlemeyi özlemiştik. (Kara Sevda)
Nihan (Neslihan Atagül)
“Doğruluk mu cesaret mi?” diye sorduğunda, Kemal “Çok Amerikan,” diye terslese de o cesareti seçti ve iki kere görüp çok âşık olduğu genç adamı öptü. Sonra “Hayatımda klişeler yok, onları hayatımdan uzak tutarım” dedi ve en beylik klişelerden birini gerçekleştirdi, ailesi için kendini ateşe atıp sevmediği Emir’le evlendi. Nihan’la Emir ve Nihan’la Kemal arasındaki kimya bana pek geçmedi ama Emir ve Kemal kıvılcım çaktırır, Nihan da ancak öyle tutuşur gibi duruyor. (Kara Sevda)
İz (Leyla Lydia Tuğutlu)
Esamesi okunmuyordu, birdenbire ‘efso’ bir karakter olarak geldi. Önce Defne’nin Ömer’e hediyesi olan kitabı aldı, ardından Ömer’i de derdest edip götüreceğini açıkladı. Ortamı alevlendirdi, Defne hayranlarını sinirlendirdi. Ömer’i alamayacağını biliyoruz da, bakalım gerçekten bir ay sonra gidecek mi; yoksa oturma iznini mi uzatacak? (Kiralık Aşk)
Sude (Melisa Şenolsun)
Annesinin kızı olarak geldi, masaya oturdu. Şimdilik Sinan’la meşgul ama ortalığı karıştırma potansiyeli hayli fazla. (Kiralık Aşk)
(HÜRRİYET)