Film, tüm Barbie ve Ken’lerin bir arada uyum içerisinde yaşadığı kadın egemen bir Barbie diyarında başlıyor.
İtfaiyeci Barbie’den, doktor Barbie’ye kadar tüm kadınların çalışıp işbirliği yaptığı dünyada, Ken’ler ise plajda Barbie’nin ilgisini çekmek için birbirleriyle yarışan, partilerde kavalyelik yapan, Barbie’nin eklentisi gibi görülen yan karakterler. Bu pencereden bakınca kadın egemenliğini dayatan bir film gibi görülse de bu şekilde ilerlemiyor.
Çünkü hikâye, Barbie’nin kusurlu bir bebek olup gerçek dünyaya gelişi ile tamamen değişiyor.
Gerçek dünya ise Barbie dünyasından farklı bir şekilde ataerkil düzene ait.
Barbie bu filme dek, “pürüzsüz bacakları, zayıflığı, toplum tarafından ‘geçerli estetik” görünüşe sahip olması sebebiyle her formda “kusursuzluğun” bir simgesiydi.
Yanı sıra, Barbie kendi diyarından çıkıp “gerçek” dünyaya geldiğinde erkek egemen bir toplum olduğunu görüyor.