Yangın faciasında eşini ve kızını kaybeden babadan yürek yakan sözler

Bolu’da Otelden Yangın Faciasında Eşini ve Kızını Kaybeden Baba Adalet Arayışında

Bolu’nun Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de meydana gelen yangın faciasında eşini ve kızını kaybeden Hilmi Altın, yaşadığı acıları şu sözlerle dile getirdi: “Göz göre göre bir katliam yapıldı. Bizlere o otelde resmen ölümlerden ölüm beğen denildi. Allah bana bir can verdi, eşimin ve kızımın can borcunu bana yükledi. Ben de bu can oldukça sorumlularının hak ettiği cezayı alması için var gücümle savaşacağım.”

Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan baba Altın, eşi Kübra Tonguç Altın’ın “Hilmi kalk yangın var, bize yetiş” sözleriyle uyandığını ve eşinin ile 9 yaşındaki kızı Alya Altın’ın odadan koşarak çıktığını ifade etti.

“Nefes Almak İmkansızdı”

Tahminen 20 veya 50 saniye sonra giyinerek odadan dışarı çıktığını aktaran Altın, dumana karşı verdiği mücadeleyi şu sözlerle anlattı: “Çok yoğun zehir gibi bir dumanla karşılaştım ve nefes almak imkansızdı. Merdivenleri birkaç kez denesem de bulamadım. Eşimin ve çocuğumun erken davranmasının kurtulmalarına yardım ettiğini düşünerek, çaresizce ileri geri giderek diğer arkadaşlarımızla buluştum.”

Dumandan kaçarak koridorun sonunda bulduğu kalabalık bir gruba katılan Altın, yaşanan kritik anları şu sözlerle anlattı: “Çocuklar ve kadınlar çoğunluktaydı. Odadakiler olarak inanılmaz bir uyum içindeydik. Herkes önce çocukları sonra kadınları ve en son erkekleri indirmek üzere çalıştık. Sonunda, çarşaflarla çocukları ve kadınları aşağı indirdik.”

“Erkeklerden bir arkadaş, ‘ben çarşafları sabit bir yere bağlarım, sen git ben en son inerim’ dedi. Ben de sondan bir önce indim. Kendimi 8. kat penceresinden 5. kat sundurma üzerine doğru sırt üstü bırakarak yatağa doğru düştüm. Sanırım orada kurtarmaya çalışan bir arkadaşın üstüne düşmüşüm.”

“Adalet Arayışı Devam Edecek”

Hilmi Altın, yaşadığı acıyı dile getirirken, adalet arayışından da vazgeçmeyeceğini şu sözlerle belirtti: “Göz göre göre bir katliam yapıldı. Bizlere o otelde resmen ölümlerden ölüm beğen denildi. Allah bana bir can verdi, eşimin ve kızımın can borcunu bana yükledi, bende de bu can oldukça sorumlularının hak ettiği cezayı alması için var gücümle savaşacağım.”

Altın, otele beraber gittiği diğer ailelerin de yangında hayatını kaybettiğini ve yaşanan acının tarifsiz olduğunu dile getirdi. Olayda kaybettiği eşi ve kızını unutamayacağını belirten baba Altın, adaletin sağlanması için mücadelesine devam edeceğini vurguladı.

Related Posts

Ünlü lojistik şirketini ekonomik kriz vurdu

Almanya’nın köklü lojistik firmalarından biri ekonomik baskılara dayanamayarak iflas koruma sürecine girdi. 161 çalışanın görev yaptığı şirket, faaliyetlerine ara vermeden yeniden yapılanmaya hazırlanıyor.

Ekrem İmamoğlu genel başkanlara seslendi: Hepimize görev düşüyor, Türkiye’yi bir uçuruma sürükleyen bu iktidarı değiştirmemiz gerekiyor!

Ekrem İmamoğlu genel başkanlara seslendi: Hepimize görev düşüyor, Türkiye’yi bir uçuruma sürükleyen bu iktidarı değiştirmemiz gerekiyor!

Almanya’da orman yangınları: Beş gündür kontrol altına alınamadı

Almanya’nın Thüringen, Saksonya ve Brandenburg eyaletindeki orman yangınlarıyla mücadele sürüyor. Yaklaşık beş gündür süren orman yangınları sıcak hava, rüzgar ve su temininin zorlaşması nedeniyle kontrol altına alınamıyor. Yanan alanın yaklaşık 2 bin 100 hektar olduğunu tahmin ediliyor.

Şehit annesinin yürek burkan isteği yerine getirildi

Isparta’da Sevinçbey köyünde yaşayan şehit annesi Remziye Çetin’in (86), ölünce cenazesinin askerlerin omzunda uğurlanması vasiyeti yerine getirildi.

Son Dakika… DEM Parti İmralı Heyeti’nin Öcalan’la görüşmesi sona erdi

DEM Parti, TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, Mithat Sancar ve Asrın Hukuk Bürosu avukatı Özgür Faik Erol’dan oluşan DEM Parti İmralı Heyeti, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeyi tamamlayarak İmralı’dan ayrıldığını bildirdi.

Semaver, nazarlık, halı: Türklerin eski eşyalarını topluyorlar

Strasbourg’daki Alsas Müzesi, 2027’deki açılışına hazırlanırken Türk toplumuna da çağrıda bulundu: “Kültürel mirasınızı paylaşın, göç hikayeniz yaşasın.”