Yedi harika yapay zekâ ile yeniden canlanıyor! Yapay zekâ ile zamansız yolculuğu

Yapay Zekâ İle Tarihin Harikaları Yeniden Canlanıyor

Tarihin en etkileyici yapıları, yapay zekâ (AI) teknolojisi sayesinde tekrar hayat buluyor. Antik çağın Yedi Harikası’ndan günümüzün mimari başyapıtlarına kadar, yapay zekânın dijital canlandırma teknikleriyle bu eşsiz eserler, hem görsel hem de bilimsel bir serüvene dönüşüyor.

Uzmanlar, bu teknolojinin tarihi, arkeoloji ve teknolojiyi birleştiren bir köprü olduğunu belirtiyor.

Antik Dünyadan Modern Çağa: Yedi Harika’nın Dijital Yolculuğu

Antik dönemin Yedi Harikası – Babil’in Asma Bahçeleri, Artemis Tapınağı, Zeus Heykeli, Rodos Heykeli, İskenderiye Feneri, Halikarnas Mozolesi ve Keops Piramidi – binlerce yıldır insanlığın hayal gücünü besledi.

Modern dünyanın harikaları ise Burj Khalifa, restore edilmiş Çin Seddi bölümleri veya Panama Kanalı gibi çağdaş mimari ve mühendislik başarılarını içeriyor. Ancak bu yapıların çoğu ya yok olmuş ya da zamanın etkilerine maruz kalmıştır.

Yapay zekâ devreye giriyor. Oxford Üniversitesi’nden arkeolog ve yapay zekâ uzmanı Dr. Sarah Parcak, yapay zekânın tarihi eserleri canlandırmada yeni bir çağ başlattığını belirtiyor.

Parcak, yapay zekânın algoritmalarının arkeolojik buluntulardan ve tarihi kayıtlardan elde edilen verileri analiz ederek kayıp yapıların üç boyutlu modellerini oluşturabildiğini söylüyor.

Örneğin, tartışmalı kalıntılara sahip olan Babil’in Asma Bahçeleri gibi bir yapının, yapay zekâ destekli modellemelerle görselleştirilmesi tarihçilere ve araştırmacılara benzersiz bir bakış açısı sunuyor.

Yapay Zekânın Teknolojik Dokunuşu

Yapay zekâ, antik ve modern yapıları canlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda detaylı analizler de yapabiliyor.

Google DeepMind’in geliştirdiği AlphaFold gibi yapay zekâ sistemleri, karmaşık veri setlerini işleyerek yapıların mühendislik detaylarını ortaya çıkarabiliyor.

MIT Media Lab’den Dr. Ramesh Raskar, yapay zekânın 3D tarama ve görüntüleme teknolojileriyle birleştiğinde, yapıların sadece görsel kopyasını değil, aynı zamanda yapısal ve çevresel dinamiklerini de analiz edebildiğini vurguluyor. Bu özellikle deprem veya doğal afetlere karşı modern yapıların dayanıklılığını test etmek için önemlidir.

Caltech’ten Prof. Anima Anandkumar, yapay zekânın bilimsel doğrulukla tarihsel canlandırmalar yapabileceğini vurgularken, yapay zekânın LIDAR taramaları, uydu görüntüleri ve tarihi metinlerden elde edilen verileri birleştirerek geçmişin kapılarını açtığını belirtiyor.

Bilimsel Araştırmalar ve Etik Tartışmalar

Yapay zekânın tarihi eserleri canlandırma sürecindeki başarısı, bilimsel araştırmalarda yankı buluyor. Nobel Kimya Ödülü sahibi Dr. Demis Hassabis ve Dr. John Jumper, AlphaFold ile protein yapılarını tahmin etmede çığır açarken, aynı teknolojinin arkeolojik rekonstrüksiyonlarda da kullanılabileceğini savunuyor.

İsveç Umeå Üniversitesi’nden Prof. Virginia Dignum, yapay zekânın tarihi eserleri canlandırırken kültürel hassasiyetlere dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, yapının dijital olarak yeniden canlandırılmasının o kültürün tarihine saygı göstermesi gerektiğini belirtiyor.

Geleceğe Bir Pencere

Yapay zekânın tarihi ve modern yapıları canlandırma çalışmaları, gelecekteki mimari projeler için ilham kaynağı oluyor. Örneğin, Dubai’deki Burj Khalifa’nın yapay zekâ destekli simülasyonları, bina tasarımında enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik açısından yeni yaklaşımlar sunuyor.

Türkiye’de, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’nin Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi doğrultusunda yapay zekâ teknolojilerinin kültürel mirası tanıtmak için önemli bir araç olabileceği görülüyor.

Tarih ve Teknolojinin Buluşması

Yapay zekâ, antik ve modern dünya Harikalarını dijital ortamda yeniden canlandırarak, insanlığın ortak mirasını koruyor ve geleceğe taşıyor. Uzmanlar, bu teknolojinin tarih, arkeoloji ve mühendislik alanlarında yepyeni bir dönem açtığını ifade ederken, etik ve kültürel sorumlulukların da göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguluyor.

Dr. Sarah Parcak’a göre, “Yapay zekâ, geçmişin kapılarını açarken, geleceğin hikayelerini yazmamıza da olanak tanıyor.”

Related Posts

TEKNOFEST Yapay Zekâ Film Yarışması için başvurular başladı

TEKNOFEST Yapay Zekâ Film Yarışması için başvurular başladı

Türkiye’den 376 bin kat daha küçük! Zenginlik içinde yüzüyorlar

Dünyanın en küçük ülkelerinden biri olan Monako, ekonomik gücü ve kişi başına düşen geliriyle devler liginde yer alıyor. Sadece 2.08 kilometrekarelik bir yüzölçümü olan Monako Türkiye’den yaklaşık 376 bin kat daha küçük…

İnsan beyin hücreli ilk ticari bilgisayar kiralanabiliyor

Dünyanın insan beyin hücreleriyle çalışan ilk ticari hibrit bilgisayarı kiralanmak üzere. Tıpta çığır açması beklenen bu biyolojik makine, İngiltere’de bir laboratuvarda geliştirildi ve daha önce “DishBrain” adıyla tanıtılan Pong oynayan prototipin üzerine inşa edildi.

2100 yılında dünyamızın nasıl görüneceğine dair 2 senaryo çizildi: Sonuçlar çok vahim olacak

Yeni araştırma, 2100 yılına dair iki çarpıcı gelecek senaryosu sunuyor: Ya cesur adımlarla refah dolu bir dünya inşa edeceğiz ya da siyasi kararsızlık ve eşitsizlikle dolu bir çöküşe sürükleneceğiz.

Bilim kurgu gerçek oldu! Yapay zeka artık zihin okumaya başladı

Avustralya’nın Sydney Üniversitesi’nden araştırmacılar, düşünceleri beyin dalgalarından okuyarak metne dönüştüren bir yapay zeka modeli geliştirdi. Çalışmada, beyin aktivitelerini ölçen giyilebilir elektroensefalogram (EEG) başlığı kullanıldı. Yapay …

Apple’ın bir döneme damga vuran modeli emekliye ayrıldı

Apple, 2018 yılında piyasaya sürdüğü iPhone XS modelini “külüstür” (vintage) ürünler listesine dahil etti. Bu kararla birlikte iPhone XS, teknoloji tarihindeki yerini alırken kullanıcılar için de bir dönem sona erdi.